” Vatan sana canım feda ” sözünü hepimiz bilir ve kullanırız. Hatta askerdeyken her adım attığımızda, ” Vatan-Sana-Canım-Feda ” diye tempo tutarız. Peki gerçekten bu vatan için canını verecek kaç kişi var?
Sosyal medyada hiçbirimiz mangalda kül bırakmıyoruz. Profil resmimizi Türk bayrağıyla çerçeveletiyoruz. Paylaşımlarımızda ” Bu vatan için ölürüz ” , ” Taşına toprağına kurban olayım ” , ” Vatan bizim anamız ” gibi sözleri dile getiriyoruz. Bırakın sayfaları, siteleri. Hemen hemen herkes kişisel profillerinde bunu dile getiriyor.
Şimdi herkese soruyorum; Bu vatan için ne yaptınız?
Hani taşına toprağına kurban olurum dediğiniz vatan var ya, hah işte onun için ne yaptınız?
Bir gün ailemle beraber İzmir’e gidiyoruz. Manisa’ya yaklaşırken, önümüzde seyreden aracın arka camından bir el uzandı dışarı ve portakal kabuklarını attı. Bildiğiniz yola fırlattı yani. İnanın çok sinirlendim. Sollamaya çıktım ve elimle işaret edip kenara çekmesini istedim. Annem ve babam ” Boşver oğlum uğraşma, hırlısı var hırsızı var ” dedi ama dinlemedim. Bunlar kenara çektiler. Araçtan indim ve bunlara doğru yürüdüm.
Araçtan iki tane adam indi. Dedim ki; ” Bu vatan bizim değil mi? Bu yollar bizim değil mi? Portakal kabuklarını arabada tutsanız ve durduğunuzda çöp kutusuna atmanız daha iyi değil mi? “. Benim onlarla kavga edeceğimi düşünen ve kendilerini buna göre hazırlayan o iki adam şaşırmıştı. O an yaşadıkları mahcubiyeti anlatamam. İçlerinden biri cevap verdi; ” Kusura bakmayın. Arkada çocuklar oturuyordu. Ben farketmedim, sanırım onlar attılar. Bundan sonra kesinlikle dikkat ederim. ”
Ne kadar doğru söylediğini bilemem. Fakat durum tam da buydu.
Beraber çalıştığım, çok samimi olduğum arkadaşlarım bile, çevreye soda şişesi, su şişesi, poşet, plastik alet edevat atmaktan çekinmiyor. Diyorum ki ” Niye sağa sola atıyorsun? Arabada dursun inince atarız “. Cevap ise memleketimin halini ispatlar nitelikte; ” Bir tek biz mi atıyoruz. Bak herkes atıyor, bir şey olmaz ”
Bir miting düzenleniyor, tüm çöpler etrafa atılıyor. Bir miting düzenleniyor, insanlar Türk bayraklarının üzerinde oturuyor. Piknik alanına gidiyoruz, her yer çöp. Denizler desen başka bir alem. Millet eline geçirdiğini denize fırlatıyor. Hele o çiğdem…. Biz İzmir’liler çiğdem deriz ama çekirdek adıyla bilinir. İnsanlar çiğdem yiyip, çöpünü yere atar.
Peki güzel kardeşim, hani sen bu vatanın taşına toprağına kurban olurdun?
—————————————–
Ülkenin kaderini belirleyecek bir seçim yapılacak. Fakat her zamanki gibi yaz tatiline denk gelir. ” Amannnnnnn, şimdi tatilimi bozup oy kullanmaya gidemem. Hem bir oydan ne olur ki ” dersin.
Ülkenin kaderi için her bir oya ihtiyaç duyulduğunu bilmiyorsan, nasıl bu vatanın taşına toprağına kurban olurum dersin…
—————————————–
Her fırsatta Atatürk’e laf edersin. Dinsiz, hain ilan edersin. Yunan tohumu dersin, Atatürk doğmadan 100’lerce yıl önce Yunanistan’ın Osmanlı toprağı olduğunu bilmeden. Senin hür bir şekilde yaşamanı, seçme ve seçilme hakkının olmasını, kendi dilinde konuşmanı, dinini özgürce yaşamanı sağladığına teşekkür etmeden, ona kin duyarsın. Çanakkale’de, Kütahya’da, Sakarya’da, Şanlıurfa’da ve memleketimizin bir çok ilinde verdiğimiz mücadele ile aldığın özgürlüklere bakmadan.
Peki güzel kardeşim, sen nasıl bu vatanın taşına toprağına kurban oluyorsun?
—————————————-
Batıyı düşman görürsün, beddua edersin. Fakat batının mallarını kullanmaktan geri kalmazsın. İsrail’e düşman olursun, hem senin hem devletinin para ödeyerek aldığı kolaları sokağa dökersin. İslam Birliği kurulsun, dünyaya hükmedelim dersin, Arabistan’ın Amerika ile anlaştığını ve onların kölesi olduğunu bilmeden. Güya savaştan kaçıp gelen, burada sefa süren ve kendi halkına eziyet eden Suriyelilere sahip çıkarsın. Fakat kendi ırkından gelen Türkmenler için kılını kıpırdatmazsın.
Peki söyle güzel kardeşim, sen nasıl bu vatanın taşına toprağına kurban oluyorsun?
—————————————-
Üzerinde ” Allah ” yazan koyunu görünce, ” Yarabbi, senin varlığından sual olunmaz. Mucizelerin nelere kadir. Maşallah, Subhanallah ” dersin. Küba’da kanser ilacı bulunur, ” Koministlerin bulduğu ilaçtan ne hayır gelir, Allah bize yeter ” dersin. Çocuklarımıza din eğitimi verilsin, gerisi önemli değil dersin. Sonra hasta olunca, yurt dışındaki doktorlara gidersin. Kız çocukları okumaz dersin. Eşin ya da kızın hasta olunca kadın doktor istersin.
Peki güzel kardeşim, sen bu vatanın nesine kurban oluyorsun?
——————————————
Aynı ülkede, aynı şehirde, aynı ilçede, aynı sokakta yaşadığın Ahmet’i, sırf senin desteklediğin partiye oy vermiyor diye hain ilan ediyorsun. Ona düşman oluyorsun. Bir kaşık suda boğmak için hazırda bekliyorsun.
Peki güzel kardeşim, sen bu vatanın nesine kurban oluyorsun?
——————————————
Bir inşaat yapıyorsun. Daha ucuza mal etmek için malzemeden çalıyorsun. Daha az çimento, daha az demir kullanıyorsun. Deprem olduğunda da ” Allah’ın hikmeti işte üzgünüz ” diyorsun.
Sen bu vatanın evlatlarını düşünmüyorsan, nasıl taşına toprağına kurban oluyorsun?
—————————————–
Sosyal medyada ” Polisimiz, askerimiz sahipsiz değildir. Onların arkasında biz varız ” diyorsun. Fakat ilk trafik cezasında, polisi ya da askeri hain ilan ediyorsun, yaptığın kural ihlaline, şehit olan binlerce polise ve askere bakmadan…
Peki güzel kardeşim, sen bu vatanın nesine kurban oluyorsun?
—————————————–
Dinde zorlama olmadığını bilmene rağmen, yaşadığın ülkede kılık kıyafet özgürlüğü olduğunu bilmene rağmen, açık ya da kapalı giyen kadınlara saldırmayı kendinde hak görüyorsun.
Peki güzel kardeşim, sen bu vatanın neyine kurban oluyorsun?
—————————————–
Saygı duyduğun ve her fırsatta övdüğün Yunus Emre’nin, ” Yaradılanı sev yaradandan ötürü ” sözüne aykırı hareket edersin. Doğayı, hayvanları katleder, eziyet edersin. Çocuklara, bebeklere, kadınlara tecavüz ve işkence edersin.
Peki güzel kardeşim, sen bu vatanın neyine kurban oluyorsun?
—————————————–
Para kazanmak için ağaçları kesersin. Yerlerine yenisini dikmezsin. Sonra yağmur yağmıyor diye yağmur duasına çıkarsın.
Peki güzel kardeşim, sen bu vatanın neyine kurban oluyorsun?
—————————————-
Daha çok ama çok şey sayarım sana. Fakat bu kadarı bile anlamana yeter. Eğer hala anlamıyorsan, yüzsüzlük yapıp ” Ben bu vatanın taşına toprağına kurban olurum, bu vatan için canımı veririm deme “. Bunu ne kendine ne de bize yapma.
